İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum diyenler gerçekten anlıyor mu ?

Harun Güçlü
3 min readFeb 14, 2021

--

Yıllarca ‘anlıyorum ama konuşamıyorum’ dediniz! Peki gerçekten anlıyor musunuz?

Merhaba arkadaşlar, ben İngilizce eğitim koçu Harun Güçlü. Bu yazımda, ingilizce eğitim süreciyle haşır neşir olanların diline sakız olmuş ‘İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum’ olgusuna değinmek istiyorum. Dil öğrenme mekanizması ve öğrenim sürecinin nasıl olduğu hakkında akademik bir muhabbete girmek muhtemelen çok doğru olmayacaktır! Bu, son derece karmaşık ve zaman alan bir süreçtir. Zira dil bilimciler dil süreçleri ile alakalı yüzlerce kitap yazmıştır. Bu bağlamda yazımızda altını çizmeye çalıştığım asıl konu, daha basit anlamda İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum olgusudur! Konuyu uzatmadan daha somut örnekler vererek devam etmek istiyorum… Daha yeni yeni anne baba diyen bir çocuğun ne kadar sevimli olduğunu bilirsiniz.. Özellikle söylediklerinizi anladıkları zaman daha da mutlu olursunuz dimi… Anneye götür, babaya götür gibi temel düzeydeki cümlelerdir bunlar… Bebek konuşamasa da sizi anladığını tepkilerinden bilirsiniz…

Şimdi konuyu şuraya bağlamak istiyorum; Uzun zaman boyunca eğitim aldıkları halde İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum diyen bir çok öğrenciyle karşılaştım. Evet bunların içinde gerçekten anlayanlar vardı ancak bu öğrencilerin bazıları, tabiri caizse kafasını gözünü yara yara konuşmaya çalışıyorlar! Oysaki anladıklarını iddia edenlerin büyük bir çoğunluğu ağızlarını bile açamıyorlar. Bu bağlamda bu öğrenci kitlesinin bir yanılgı içinde olduğu kanısındayım; Cümle akışlarındaki belli başlı kelimeleri anlıyor olmak İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum demek için yeterli değildir. Bu öğrenciler İngilizceyi anlamıyorlar da konuşamıyorlar da. Zira anlamak çok uzun sürmeden konuşmayı beraberinde getirir… elbette çok kısa sürede değil!

Bu durum hangi açıdan veya hangi düzeyden değerlendirildiğine göre değişiklik gösterir. Bir dili öğrenmek öyle sanıldığı kadar kolay değildir. Bu bağlamda biraz anlayabiliyorum demek daha doğru bir ifade olabilir. Zira bir dili anlıyorum demek bile mutlaka belli bir zaman gerektirir. Gerektiği gibi bir eğitim almadığınız zaman bir dili anlamanız da kolay değildir. Bu bağlamda eğer bir dili anlıyorsanız ve yıllardır da hep aynı şekilde anlıyorum ama konuşamıyorum dediyseniz hep kendinizi kandırdınız. Çünkü ‘anlamak’ İngilizce öğreniminde olduğu gibi çoğu yabancı dilde aşılması gereken ilk safha olup, ‘konuşma’ kısa süre sonra ardından gelen ikinci safhadır. Dil eğitimine daha yeni başlamış ve aradan 3 5 ay geçmişse bunu söylemekte haklı olabilirsiniz. Ama öyle oturduğunuz yerden yıllar önce aldığınız ve yarım bıraktığınız eğitimlerinizden ötürü anlıyorum ama konuşamıyorum diyenlerdenseniz; Altını çiziyorum YANILIYORSUNUZ. Şimdi birazda dürüst olmakta fayda var, bu öğrenci kesiminin hiç bir şey bilmediğini iddia etmiyoruz ancak yüzlerce kelime bilgisi tek başına konuşmanıza yetecek yapıyı oluşturamaz. Ayrıca anlama olgusu da kendi içinde tartışılır. Örneğin bir Türk konuştuğunda daha fazla anlıyorsanız ama bir amerikalı veya ingiliz konuştuğunda anlamıyorsanız bu da kendi içinde bir tartışma konusudur. Bununla alakalı ayrı bir konu yazının sonunda link olarak eklenmiştir.

Değerli öğrenci adaylarımız. Lütfen yukarıda bahsi geçen cümleleri bir yerme olarak değil bir teşvik olarak algılayın. Çünkü anladığınızı sanıp üstüne ayrıca, konuşmaya dönüştüremediğiniz İngilizce bilginiz hep bu bahaneye hapsettiğiniz işe yaramaz bir bilgi birikimi olarak kalmamalı. Bugüne kadar elbette çok şey öğrendiniz ancak içinde olduğunuz şartlardan ötürü parasını ödediğiniz bir şeyin sonucunu alamadınız. Öğrendiklerinizi anlar hale gelemediniz. Bu da hep pes etmekle veya vazgeçmekle sonuçlandı.

İşin içinde telaffuz ve bölgesel farklılıklardan kaynaklı, bildiğiniz halde duyamadığınız kelimeler söz konusdur!

İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum diyen bazı istisna öğrenciler var elbette! Üniversite sınavlarında 4 yanlış bir doğruyu götürür ifadesini biliyorsunuz! Bu öğrenci kesimi de çoğunlukla üniversite sınavını geçmek ve sınavda daha çok net bırakmak için bir makine gibi çalışmış ve sınav gününde patlatmak üzere devasa bir bilgi birikimine sahip olmuştur. Kafalarında onlarca gramer kuralı, yapılar, istisnalar ve genel olarak çok geniş bir bilgi birikimi! Ancak söz konusu konuşmak veya konuşulanı anlamak olunca emin olunuz ki bu öğrencilerin de büyük bir kısmı aynı dertten muzdarip olacaktır! Çünkü bu kesimin bütün ingilizce bilgisi kağıt üstünde çalışıyor!

Bu durumla alakalı olarak hemen şu konuya da açıklık getirmek istiyorum. Anlamak kelimesi bazen duymaktır! Çünkü söz konusu dünyanın bir çok ülkesinde resmi anadil olan İngilizceyi bilmek (yukarıdaki üniversite hazırlık öğrencisi örneğinde olduğu gibi) anlamak için yeterli değildir! Aslında günlük İngilizcenin ortalama kaç kelimeyle konuşulduğu da ortada; Kimilerince 3–5 yüz kimilerince 7 yüz kelimeyi aşmadığı söylenir! Ama cümle akışlarında öyle farklı telaffuz edilir ki; hem orijinal aksanlı telaffuz hemde bölgesel farklılıklardan kaynaklı, bildiğiniz halde duyamadığınız kelimeler söz konusudur! Dilerseniz bu konuyla yakından alakalı olan alttaki bağlantıya bakabilirsiniz.

https://englishturkiye.com/2014/08/ingilizce-kelimelerin-okunusu-sesleri-anlamak.html

Originally published at https://www.englishturkiye.com.

--

--

Harun Güçlü

Callan Method’un dil eğitimine tepkisel yaklaşımı ile İngilizce özel ders eğitiminizi daha verimli bir sürece dönüştürün. https://harunguclu.com/